Yetkililer, Ukrayna şehirlerinde siviller göz önüne alınmaksızın bombaların şiddetlenebileceğini açıklarken, Amerikan finans sistemine yönelik siber saldırıların artacağını ve daha fazla nükleer tehdidin dile getirileceğini öne sürdü.
Bu endişeler, Putin’in Pazar günü ülkenin stratejik nükleer silahlarını Batı’nın “agresif tutumuna” yanıt vermek için “mücadeleye hazır” duruma geçirme emri vermesinden sonra hızlandı. Bununla birlikte, Putin’in ilk yaptırım dalgasına tepkisi, üst düzey bir yetkilinin “Köşelenmiş Putin Sorunu” olarak adlandırdığı bir dizi endişeye yol açtı. Bu endişeler, yakın zamanda yapılan bir dizi olaya odaklanıyor: Exxon ve Shell gibi petrol şirketlerinin gelişmekte olan Rusya’nın petrol sahalarından çekilmesi, rublenin tarihi değer kaybına neden olan Rusya merkez bankasına yönelik hamleler ve Almanya’nın Ukrayna kuvvetlerine silah gönderme yasağını kaldıracağına ve savunma harcamalarını artıracağına dair sürpriz açıklaması.
Ancak üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Biden’ın politikasının Rusya’da rejim değişikliği arayışı olmadığını söyledi. Yetkili, yaptırımların bir ceza olarak değil, savaşı sona erdirmek için bir koz olarak tasarlandığını kaydetti. Yetkili, Putin’ durumu tırmandırırsa, Batılı ülkelerin de aynı tepkiyi vereceklerini söylerken, “Ancak Putin gerilimi düşürmeye başlarsa, belki de yaptırımlar da azalmaya başlayabilir” dedi.
Yetkili, Putin’in Rus medyası üzerinde böyle bir kontrol uyguladığı ve bağımsız haber kuruluşlarının son kalıntılarını kapattığı için, herhangi bir gerilimi düşürme hamlesini bir zafere dönüştürebileceğini söyledi. Diğer ABD’li yetkililerde, Rusya’nın düzenlediği kapalı toplantılarda önümüzdeki haftalarda oluşturacağı stratejisinin, Rus güçlerinin Ukrayna’daki sivillere yönelik saldırıları örtbas etmek için ve milliyetçi bir tepki uyandırmayı umarak Washington’u suçlayabileceği konusunda uyardı.